14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28’nci Dönem Milletvekilliği seçimleri için milletvekili adayları saha çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu çalışmalarda iktidar partisinin, sahip olduğu belediyelerin gücü ile daha kapsamlı çalıştığı aşikar.
Şöyle ki, Belediyelerin elinde olduğu itfaiye sayesinde şehrin her noktasına dilediği gibi bayrak asıyor, afişleme yapıyor. Diğer partiler ise kendi imkanları ile buldukları noktalara bayrak ve afişlerini asıyor. Seçimde yarış adaletsizliği CHP’nin Büyükşehir Belediyelerinde olduğu gibi AK Parti’nin olduğu Belediyelerde de göze çarpıyor.
Seçim çalışmalarından çok çevre kirliliğine neden olan bu posterleri asmak yerine harcadığınız o parayı depremzedelere gönderseniz ne olurdu!
Burada lüks iftar sofralarına oturmak yerine oradaki depremzedelerle mercimek çorbasına kaşık daldırsanız olmaz mıydı!
Olur da işinize gelmez
Çünkü oralara çakarlı arabalarla gidemezdiniz
Yanınızda şak şak yapacak taraftarlarınız olmazdı
Sırtınızda on binlik perdesülerle gezerken karşınızda milletin verdiği montla oturan insanlar var da ondan,
Ha bir de onlar zaten size oy vermeyecek de ondan gitmenize gerek yok.
Unutmayın ki ahiretin de bir seçimi var. Sizin cennete girmenizi sağlayacak amelleriniz. Burada seçilmeseniz de orada cennete girmek için belki seçileceksiniz.
Ama dünya birileri için çok daha önemli…
Seçimlere çok kısa bir zaman kala partilerde bayrak, ezan ve din vurgusu çok fazla göze çarpıyor. Birçok seçmenin kırmızı çizgisi olan bu 3 önemli olgunun seçimlere malzeme olması kabul edilir mi? Bunu seçmenin vereceği karar gösterecek.
Beni kaygılandıran konulardan birisi de seçim güvenliği!
Şöyle ki Kayseri Cumhuriyet Meydanında birçok siyasi parti çadır kurup parti politikasını anlatmaya çalışıyor. Ancak, partililer arasında zaman zaman yaşanan söz dalaşı umarım daha da büyümez. Çünkü olası daha büyük problemler ciddi olaylara neden olur. Sonra kimse vah, tüh demesin…