Koronavirüs günlerinde belli olan bir şey var ki doların artık petrol ve altınla evliliği bitmiştir.. Kimileri bunu keskin bir dille ifade edemese de artık dönüşü olmayan netleşmiş bir konudur.
Amerikan dolarının yeni evliliği ise dijital bir para birimi ile olacağı kesinleşmiştir... Daha önceki yazımda belirttiğim gibi Amerika Birleşik Devletleri'nin dış borcu 24 trilyonu aşmış durumda ve hatta bu borcun faizini ödemek için tekrar faizle bilinen ailelerin yönettiği Amerikan Merkez Bankası'ndan sürekli olarak borç alınmaktadır.
Amerika'nın bu girdiği çıkmazda Koronavirüs imdadına yetişmiştir. Bilinen iki ailenin danışmanlarından biri olan Samuel'in dediği gibi dünya ekonomisi dip pozisyonu gördükten sonra 2025 yılında bir yükseliş beklemektedir.
Daha doğrusu yeni bir Avrupa Birliği kurulacaktır ve bu kurulan yeni Avrupa Birliği'nin başını 7 ülke çekecektir. Kimileri için şaşırtıcı ve inandırıcı olmasa da Türkiye bu 7 ülkeden biri olacaktır.
Şimdi biraz düşündüğümüz zaman neden Türkiye'nin Dünya Bankası'ndan para almadığını veya almak istemediğini tahmin etmek biraz daha kolaylaşmaktadır.
Türkiye'de basında sürekli bahsedilen dış borç meselesi ise; bu borçların büyük bir kısmı Türkiye'de bilinen 4 aileye ait olmakla beraber, dış ülkelerden alınan bu borç paraların Türkiye'ye hiç getirilmediği ve Avrupa bankalarında bekletildiğinin de altını çizmekte fayda görüyorum.
Sağduyunun hakim olduğu günlerin geleceği ümidiyle...
